kendi göbek bağını kesen
ne çığlıklar savurdu onu doğuran dağa
dağ olmak için taşlara tutunmayı öğrendi…
katı bir yürek taşıyordu hislerini taşıyan nehir
buharlaşıp uçuyordu insancıkların düşleri…
arkasından konuşan kuşlara döktü içini
kime ağzını açsa sağır taklidi yapıyordu…
aldı eline keskin sayfaların sözcüklerini
emanet etti bilge şaire kısa boylu dizelerini
kesti geveze ebenin sohbetini
kesti kendi göbek bağını
bu dünyada savrulmaktı kaderi…
sıra dışı masalı olmayanlar ona inanmadılar
öksüz sohbetlerin öksüz kahramanıydı o…
ondandı yaralı şarkılara kucak açması
ormanının dışladığı yalnız ağaçlara sarılması…
sevgisiyle çoğaldıkça yeşeriyordu umutları
geceleri denizlere destansı aşkları fısıldadı…
aldı eline keskin sayfaların sözcüklerini
emanet etti bilge şaire kısa boylu dizelerini
kesti geveze ebenin sohbetini
kesti kendi göbek bağını
bu dünyada savrulmaktı kaderi…
nasıl bir şey olduğunu merak ediyordu
izini sürmeye çalışan kalemsiz, cahil avcılar
kendi göbek bağını kesen neye benziyordu
tasvirsiz kendini doğurtan bir şiirdi
nakış nakış sırları işliyordu gerçeğin kumaşına
yırtılsa, anlatacakları hazırdı yama olmaya…
aldı eline keskin sayfaların sözcüklerini
emanet etti bilge şaire kısa boylu dizelerini
kesti geveze ebenin sohbetini
kesti kendi göbek bağını
bu dünyada savrulmaktı kaderi…
✔ küsuratsız pi