biten sözler mezarlığı saati yitik bir zamanda biten sözler mezarlığından dönüyordu yeniden doğan anlayış can suyu vermiyordu artık bencil cümleler ormanına koşulsuz sevmeye iman ettiğinde cenneti de görmüştü içindeki ozan dinmeyen aşklar savuruyordu göğe aklını kaçırmış bir cihanda
imgeler başrolde
imgeler başrolde hasret yüklü bakışlara asılınca kirli çamaşırlar hesapsız kavuşmayı da bilmeli tabelasız muhasebeci aksayan yokuşun başında karıncalar hayal kırıklıkları toplarken belgeselden anlamaya çalışıyorlar bedava nakliye hizmeti verenleri vurdumduymazlar ormanında kuş siluetlerine kalbi kırılmış bir dal isyan
ahlar heybesi
ahlar heybesi topallayan sezgimle buldum samimi sözlerini koşsam geçmişe ve seni orada arasam gözyaşlarıma düşmüş bir sevda acemisi yüzmeye çalışır, senin kıyına yanaşsam yokuşunda taşıyorum ahlar heybesini sevda açlığımda katığımsın anlasana düzlüğümde gülüşün karşılıyor beni yarını gıdıklıyoruz bizi
kördüğüm duvarlar
faça
faça çocukluğumdan kalma hasretin bıçak yarasını taşıyorum yanağımda her güldüğümde façamda mekân tutmuş adam açıyor kollarını gözyaşlarımdaki tsunami ile yüzümün coğrafyasında nice şehirler batırdım defalarca beni terk eden haymatlos hislerin tanıdık sızını taşıyan hamaldım ✔ küsuratsız pi
palavracının cenaze töreni
kahraman olmak istemiyorum
aşk şişesinin dibi
altı çizili hisler
elma ağacının anlattıkları
elma ağacının anlattıkları güneş ışınlarının çarpmasıyla sersemledi kollarını iki yana açarak gerildi ve gülümsedi dallarından sarkanları şöyle bir yokladı sadece iki fire ile geceyi tamamlamıştı birini sarhoş bir aşık koparmıştı diğerini aklı başında ruhsuz almıştı elmalardan biri barışı