yolculuğun böylesi
gece yarısı düştü
kaderini yazacağı yollara
arkasında bırakarak kibirli dizeleri…
geçmişinin çiçeksiz bahçesinde
elleri çamurlu birkaç sözcüğün duasıyla gömdü
gönlü varsıl, büyüttüğü bencilleri…
aklı komşusunun kapı açma sesinde
hesap soran cümleler peşinde
hissetti birden yalnızlığını ensesinde
tek kişilik ordusunu kurduğu evde
kurşun gibi sözlerle bıraktı misafirlerini…
karanlıkta sabahın rengini ararken
baharın ulağı gelincik tarlası çıktı karşısına
bir de lavanta huzuru olsaydı, tam da bu satırda
ne güzel kokardı çilingir sofrası…
içmeden içini döken şairdi
içini döktükçe çoğalan içki gibiydi
çağlardı şiiri mestane dillerde…
yayan hislerle bu şiirde yolcu olandı
geleceğini imgelere zimmetleyendi
bilinçaltındaki gömüyle yücelerde gezinendi
düşünde rüzgârıyla aşk dağını aşandı
usunda ne varsa döktü ortalığa
kimi orman dedi, kimi yangın
görülmedi, yolculuğun böylesi…
✔ küsuratsız pi
Ne güzel anlatmışsın kendinle yolculuğunu. Yüreğine sağlık…👏👏👏💯
Yorumun için teşekkür ederim Kızıl Düş 🙂