kadının anlatısı 1- giriş kadın, kafa kafaya vermiş adamları dinledi kadınların nasıl olması gerektiğini konuşuyorlardı laf laf hepsi de laf ebesi kadınların lafını da onlar doğurtuyordu dişil cümlelere sezaryen yasak olmalı diyorlardı ‘erkekliğe giriş’ dersinin hakkını veriyorlardı ama
mirasyedi
kırk
konuşur gibi
konuşur gibi pamuk arasında çimleniyor neşe niyetine beslediğin acıların hesap deryasında boğulmuş nemli zamanı geleceğe hazırlarken sana gelen çocuğu bıkmadan ağırla, düşlerindeki dükkânları kapatma içtenliği anlatan bir şeker ile gökkuşağına yeni renkler katılır, unutma “iyi olmana sevindim”
insanlığın yıkılmaz binası
insanlığın yıkılmaz binası kuralına uygun kurduğum tüm cümleler sarsıldı gecesini yitirmiş düşlerimle kaldım göçük altında bir sözcüğü kurtarayım derken diğerlerini yaraladım şimdi hayat devrik bakıyor çoğul öznelerin yüklemine kara bayrak ile yas tutanların gözyaşları sıkar yumruklarını yıkıntılardan uzanan küçük
evsiz kasaba
şiirsel
şiir-sel dağın yaralı taşlarının dertlerini dinleyen kuş dilinde hikâyeleri heybesinde toplayan nehrin coşkusunu yıldızlara götüren asırlardır hırgürden sıdkı sıyrılmış derviş kurdun hayaletini gördüm şiir-sel sohbetler aktı düşlerime penceremi açtığımda güneş misafir oldu gözlerime bir süre körlükten sonra derviş
abidik gubidik
çil çil çileler
seninle gelenler
seninle gelenler sesin rüzgârım ile yoldaş olduğundan beri kutsadığım kentin duvarlarını söz ile yıkıyorum uzun sürsün, bozulmasın diye yolun güzelliği düşlerim yıldızları bir adım geriden takip ediyor gören utanıyor senin çıplak gerçeklerinden terli sokaklarda aç çocukları doyuruyor peşime takılıp