mevzuyu sokak biliyor elinde sıcaktan terlemiş kahve fincanı ile gecenin tül perdesini araladı dedektiflik yapan dolunay aydınlatıyordu acemi dizelerin hatalarını… çevresi ona acımasız şair diyordu kibirli dizeleri kapı dışarı ediyordu uslandıklarında imge yetimhanesinde beş parasız işe alıyordu… mafyalığa özenmiş
iyisiyle kötüsüyle
iyisiyle kötüsüyle [sabır ağacımda büyütüyorum umut kokan göz alıcı meyveleri] nice renkli düşleri anlatan kuşlar dallarıma konuyor ben siyah beyaz gerçeğimi yapraklarımla uğurluyorum olduğum yerde değilim öldüğüm yerde hiç olmayacağım [sevgi askerlerim tutkunun koçbaşı ile açıyor kibirli ormana
havam kapalı ama alnım açık
havam kapalı ama alnım açık hesap uzmanı olmuş geçmişimden elinde tırpanıyla alacaklı geleceğimden olmayan dergâh yolunda gam hamalı dünümden umudun var olduğuna inanan yarınımdan iki tanıdığın tekrar tekrar tanışması gibi memnunum… başkaldıran sözcüklerin derbeder hırsızıyım noktalar bankasından birikmişlerimi
içimi görmelisin
içimi görmelisin zarar görmesin diye çok şey sakladım dudaklarımdan istemsiz dökülenleri topladım cenk meydanında içsel yaralarımı sardım ne şiirler büyüttüm gönül beşiğimde ağladığımda içimi görmelisin dizeler yunağında durmadan arındım kendimi senin topraklarına uğurladım dönen olduysa da ben bulamadım
tatlanır olgunlaşan acılar
tatlanır olgunlaşan acılar yıkıldıkça sinemde tahtını kurar bozguna uğramış, derbeder sözcükler senede kaç güz mevsimi yaşar dalından sürülmüş, imgesel cümleler kaç sokağın boynunu büker camdan sarkan, özlem kokan çiçekler avuçlarımdan kayıp düşer cenklerde topladığım kırık düşler yılgınlığın
hırpalanmış ama özgür
üç
dalımdan uzakta
uykusuzun rüya analizi
açıkta dövüşen dulda
açıkta dövüşen dulda kurbanlık başaklar gibi sallanıyordu insanların gam yüklü bedenleri hareket ettiklerini sanıyorlardı oysa oldukları yerde duruyorlardı yürümeyi bilen bir çocuk fısıldadı fırsat buldukça esen yele her yanı saran tipiye kibrinde dirilen pervasız düzene ham düşleri dalıyla