elbette gördüm
üstündeki yırtık düşlerin pelerini ile
şehri avuçlarına alarak koşuyor
korkak masal kahramanlarını yere seriyor
erik dalında asılı kalmış çocukluğum
ömür penceresinden dalarak izliyor
telaşların sokaklarda çarpışmasını
özgür çıkıp parya olarak dönen
kendini uzaklarda arayan gençliğim
iç sesi artarken kısılan sesi ile
içinde büyüttüğü ozanı emekliye ayırıyor
zaman cümlesinin sonuna nokta koyuyor
kendi çapında kırkambar yaşlılığım
benliğimi doğduğum beşiğe gömdüm
anamın dua gibi sözlerine aç ağlarken
hangi sofraya otursam kardeşliği bölüştüm
baharda direnç çiçekleri ile zafere yürürken
bunların hepsini elbette gördüm
bana mantıktan bahsetmeyin
filozofların aforizmalarını canevime gömdüm
bunların hepsini elbette gördüm
acılar dağına yuva yapsam da
aşkın şarkısı döküldü kanatlarımdan
bunların hepsini elbette gördüm
cihan büyük bir mezarlık olsa da
insan umudu yaşattığı kadar var
✔ küsuratsız pi